Bahar geldiğin de çiftini koşar
Kazmayla,bel ile toprağı deşer
Atar tohumları birer ikişer
İşe varır gayrı,eli Göksun’un
Kimi buğday eker ,kimisi arpa
İyi olur derler Şubatta körpe
Mahsulü ovaya,meyveyi sarpa
Bağlarda başkadır gülü Göksun’un
Mayısta çekerler yaylaya göçü
Doyurur haneye, uğrarsa açı
Kimi koyun besler ,kimisi keçi
Çorap,kilim olur kılı Göksun’un
Bir yanı Malatya ,bir yanı Maraş
Meyemçil’den öte ; Adana garlaş
Yolun Kayseri’yse eyleme telaş
Dört bir yana gider, yolu Göksun’un
Kışları soğuktur, birazda serttir
Yaylamak içinse yegane yurttur
Suları soğuktur,insanı merttir
Kahramanmaraş tır ili Göksun’un
İnsan oğlu ancak yaşar yaşınca
Çıkmalı yaylaya sular coşunca
Başaklar sararıp olgunlaşınca
Dayansın tırpana,beli Göksun’un
Güz gelende düğün dernek kurulur
Öter zurna davullara vurulur
Küs olanlar birbirine sarılır
İşte böyledir,hali Göksun’un
Kaldırmış yüceye Binboğa başı
Karşıdan Berit’te çatıyor kaşı
Mahsul bol olursa o sene kışı
Hoş geçer,açılır falı
Bir dertli ozandır,söyler Figani
İçmeden dökülür meyler Figani
Köşkü sarayları neyler Figani
Gönül sofrasında ,balı Göksun’un
Değerli takipçilerimiz bizi
Facebook Fan sayfamızdan olan
sipse'den de takip edebilirsiniz