ZALİM GURBET
Nasıl çekem zalim gurbet kahrını
Bebek Dağı bölük bölük kar şimdi
Hasret bardağında doldur zehrini
Gözü yaşta gönlü darda yar şimdi.
Özlemişim Çakılı’nın başını
Kayısını, toprağını, taşını
Anam yağlamıştır bulgur aşını
Yumruk ile baş soğanı kır şimdi.
Ne haldedir Kıngıçlı’nın yazısı
Meleşiyor mor koyunla kuzusu
Sende gurbet bende sıla sızısı
Ayrılıksa ölümden de zor şimdi.
Derlerde kar suları akıyor
O akışlar yüreğimi yakıyor
O yar şimdi yollarımı bakıyor
Yeter gayrı yeter gayrı der şimdi.
Figani der Mıklıçam’a yaslansam
Yağmur yağsa iliğe dek ıslansam
Duyar mı nazlı yare seslensem
Ne söylesem gurbet elde sır şimdi
FİGANİ (Hayrettin ÖNDER )