Emek İmiş
Şu dünyada dine direk Emin ol ki ekmek imiş En mukaddes en mübarek Emin ol ki ekmek imiş Gözün nuru dizin feri Aşıp giden atmosferi Yerin göğün güçlü eri Emin ol ki ekmek imiş Koy başına öpe öpe Çörek atılır mı çöpe Başa taç kulağa küpe Emin ol ki ekmek imiş Öyle tatlıdır ki bal hiç Öyle incedir ki kıl hiç En kılavlı keskin kılıç Emin ol ki ekmek imiş Zevrak der ki bütün zemin Zırnık değmez yatın gemin Anan bacın dayın emin Emin ol ki ekmek imiş
EKMEK İMİŞ
Aşık Akif Timurhan ZEVRAKİ





30 Nisan 2012 Pazartesi
29 Nisan 2012 Pazar
Orhan Veli Kanık Bütün Şiirleri
İstanbul'u Dinliyorum İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda Sucuların hiç durmayan çıngırakları; İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor derken Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık; Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı, Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular, Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Başında eski alemlerin sarhoşluğu, Loş kayıkhaneleriyle bir yalı Dinmiş lodosların uğultusu içinde. İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan. Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde. Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum; Dudakların ıslak mı değil mi, bilmiyorum Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum... Orhan Veli Kanık SEVDAYA MI TUTULDUM - Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? Çok sevdiğim salatayı bile Aramaz mı olacaktım? Ben böyle mi olacaktım? YALNIZLIK ŞİİRİ - Bilmezler yalnız yaşamayanlar, Nasıl korku verir sessizlik insana; İnsan nasıl konuşur kendisiyle; Nasıl koşar aynalara, Bir cana hasret, Bilmezler. İSTANBUL İÇİN - Nisan İmkansız şey Şiir yazmak, Aşıksan eğer; Ve yazmamak, Aylardan nisansa. Arzular ve Hâtıralar Arzular başka şey, Hâtıralar başka. Güneşi görmeyen şehirde, Söyle, nasıl yaşanır? Böcekler Düşünme, Arzu et sade! Bak, böcekler de öyle yapıyor. Dâvet Bekliyorum Öyle bir havada gel ki, Vazgeçmek mümkün olmasın. DAYANILIR ŞEY DEĞİL - Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi! Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey degil.. Orhan Veli Kanık Bütün Şiirleri
Otuz beş Yaş
OTUZ BEŞ YAŞ Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dantel gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, Yalandır kaygısız olduğum Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. (CAHİT SITKI TARANCI)
Orhan Veli Şiirleri
Orhan Veli Şiirleri ANLATAMIYORUM Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. AÇSAM RÜZGARA Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. AYRILIŞ Baka kalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam. BAYRAK Ey bir muharebe meydanında Avuçları kanımla dolu, Kafası gövdemin altında, Bacağı kolumun üstünde, Cansız uyanan insan kardeşim! Ne adını biliyorum, Ne günahını. İhtimal aynı ordunun neferleriyiz, İhtimal düşman. Belki de tanırsın beni. Ben İstanbul' da şarkı söyleyen Teyyareyle Hambur' a düşen, Majino' da yaralanan, Atina' da açlıktan ölen, Singapur' da esir edilenim. Alınyazımı kendim yazmadım. Bununla beraber biliyorum, O yazıyı yazanlar kadar olsun, Çiçekli dondurmanın tadını, Cazbant sesindeki sevinci, Meşhur olmanın azametini. Sen de nimetler tanırsın biliyorum; Çaydan, simitten, Kalınca bir paltodan gayrı. Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik Bir kadeh Black And White viski, Kıl pranga kızıl çengi bir esvap. Kimi yıllık çalışmanın Bir kurşunluk hükmü varmış, Hayata Harkof bölgesinde atılmakmış nasip; Aldırma. Biz bir bayrak getirdik buraya kadar; Onu daha ileriye götürürler; Şu dünyada topu topu İki milyar kişiyiz, Birbirimizi biliriz. BAYRAM Kargalar, sakın anneme söylemeyin! Bugün toplar atılırken evden kaçıp Harbiye nezaretine gideceğim. Söylemezseniz size macun alırım, Simit alırım, horoz şekeri alırım; Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar, Bütün zıpzıplarımı size veririm. Kargalar, ne olur anneme söylemeyi Sipse Facebook hayafayran sayayfası
27 Nisan 2012 Cuma
şiir et gitsin bu hayatı
Şiir
- Kaç kere yaşadım ben bu romanıNe zaman sevdimse ayrılık vardıHep kendim kuruttum gözyaşlarımıNe zaman sevdimse yalnızlık vardıSen de git bırak git beni düşünmeKader de, hayat de boşver üzülmeAlıştım hasretin her türlüsüneNe zaman sevdimse ayrılık vardıAlıştım kaderin her cilvesineNe zaman sevdimse yalnızlık vardıYaşamadım gitti gönül tadındaNelerden vazgeçtim senin uğrundaSeni de kaybettim yol ortasındaNe zaman sevdimse karanlık vardıNe zaman sevdimse pişmanlık vardıSipse Facebook hayran sayfamız
şiir et gitsin bu hayatı
26 Nisan 2012 Perşembe
Cemal Süreyaya
Cemal Süreyya Şiirleri
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti Çünkü iki kişiydik Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra Sonrası iyilik güzellik. Cemal Süreya Sipse Facebook hayran sayfası
Cemal Süreya
24 Nisan 2012 Salı
Sessiz Çığlık
Bacıma Nenni
Sevipte sevdiğini söyleyememek Ne kadar zordur bilir misin İçinde koparken yangınlar Buzlar gibi soğuk görünmenin Zorlugunu bilirmisin Gözlerinden dökemediğin yaşları İçine akıtmanın acısını Hiç hissettin mi yüregin de Sevdigini başka biiryle Görmenin caresizliğini Attıgın sessiz cığlıkları.... Kalbin izin vermez,yine de ..... Ne onları ayırmaya Nede onu unutmaya .... İzin verir yüregin Yürek ister açılarını Şiir etmeyi Sipse (canımsın) Sipse Facebook hayran sayfası
23 Nisan 2012 Pazartesi
Ey Türk Genci
Ey Türk Genci
Ey Türk Genci Ey Türk Genci! Bir yanın alp, Diğer yanın eren olsun. Sen sen ol da kalp kırma kalp Sevgi mumun çıran olsun. Olur isen bir alperen, Tam Müslüman Türkler gören Hayatına şekil veren; Dinin ile tören olsun. Para, mal mülk, makam yetki, Etmemeli sana etki İmanını sağlam tut ki: Küfür batsın viran olsun. Zorun zulmün hiç bir türü, Döndürmesin seni geri, Hak bildiğin yolda yürü İsterse kar boran olsun. Delikanlım! Cehle inat, Sen gel seni bilgi donat, İlim, irfan kültür sanat Sana dost ve yaran olsun. Sev barışı, sev dirliği, Aşk bil vatanperverliği, Hayalinde Türk birliği, Gönlünde hep Turan olsun. Uyar isen eğer uyar, Arif'in bir öğüdü var Bir elinde bilgisayar Bir elnde Kuran olsun. Ozan Arif 'in agzına saglık şiir-i çok güzel yazmış Sipse Facebook hayran sayfanız
Ozan Arif
22 Nisan 2012 Pazar
Gurbet'te aşk..
Gurbet'te Aşk
Kediye iti özlettiren gurbet Yorgana biti gözlettiren gurbet Arzum'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Yalnızlık ile sözlettiren gurbet Koyuna kuzu özlettiren gurbet Aşkım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Sol tarafımı sızlattıran gurbet Akşam çayım'a tuz attıran gurbet Canım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Gülü goncayken kurutturan gurbet Yiyip içmeyi unutturan gurbet Yarim'e gözyaşı döktürmüş çok mu? Kalabalıkta yalnız koyan gurbet Sanki yuttukça karnı doyan gurbet Arzum'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Hayallerimi bulandıran gurbet Dört bir tarafı yalan dolan gurbet Aşkım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Dilimi dişimi sıktıran gurbet Beni yaşamaktan bıktıran gurbet Canım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Her yanı ölüyü andıran gurbet Şubat soğuğunda yandıran gurbet Yarim'e gözyaşı döktürmüş çok mu? Dağı taşı aşırmayan gurbet Beni sılaya taşırmayan gurbet Arzum'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Aşkım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Canım'a gözyaşı döktürmüş çok mu? Yarim'e gözyaşı döktürmüş çok mu duygularımı şiir ettim sana olan hasretim benim canımı
Said Nursi'nin Şeyh Said'e yazdığı mektubun gerçek olmadığını söyleyenler var. Bunu açıklar mısınız?
Said Nursi'nin Şeyh Said'e yazdığı mektubun gerçek olmadığını söyleyenler var. Bunu açıklar mısınız?
Yazar: Sorularla Risale, 25-4-2011 "Şeyh Sait hadisesi 13 Şubat 1925'te patlak verdiğinde, Said Nursî'rıin görüşlerini dikkate alan binlerce kişinin hayatı kurtuldu. Aynı şekilde, onun desteğini kazanmak için çeşitli teşebbüslerde bulunan Şeyh Said'e, Said Nursî, bir mektupla cevap verdi ve aynı doğrultuda tembihlerde bulundu. Bu mektubun metni aşağıda verilecektir. İsyan iki ay içinde bastırıldı. Ancak bu hadise, hem Said Nursî, hem bölge insanı ve tüm ülke için çok şümullü neticeler doğuracaktı." "Said Nursî, malûm hadise dolayısıyla, adaletsiz bir şekilde, yüzlerce insanla birlikte sürgüne gönderildi. Bu hadise, yeni rejimin hareket tarzını da belirliyordu." "Mesela, hükümet 4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sükûn Kanunu'nu hemen çıkarabilmek için bu hadiseyi gerekçe olarak kullandı. Bu kanun ise, sonradan çok kötü bir şöhretle tarihe geçecek olan İstiklal Mahkemelerini kurma yetkisini ve iktidarın diktatörce uygulamalarını bir muhalefet olmaksızın sürdürme gücünü sağlıyordu."(1) "Said Nursî'yi ziyarete gelen aşiret reisleri arasında Kör Hüseyin Paşa da vardı. Üstelik bu yöndeki ziyaretini bir kaç defa tekrarlamıştı. Kör Hüseyin Paşa, Haydaran aşiretinin nüfuzlu bir reisi ve Hamidiye Alaylarının yerine kurulan Aşiret Alaylarından birinin kumandanıydı. Bir defasında, Bediüzzaman'ın yakın arkadaşlarından olan Van Müftüsü Şeyh Masum'un oğlu Abdülbaki'yle birlikte ziyarete geldi. Sonraki dönemlerde, bu ziyarete dair ayrıntılı bilgiler aktaran Abdülbaki; Said Nursî'nin Erek Dağı'nda, dünyevî olan her türlü işi ve meseleyi tamamen terk etmiş bir vaziyette yaşadığını anlatır. Ayrıca, Nursî'nin, bu ziyaretleri esnasında, gelecekle ilgili bazı değerlendirmelerini de aktarır. İstikbalde çok daha fazla ve şiddetli zorluklara maruz kalacaklarını; ancak bu zorluklar karşısında korkmamaları gerektiğini; Allah'ın, İslâm dinini yeniden ihya ve himaye için birini göndereceğine dair haberler verdiğini belirtir."(2) Gelecekte karşılaşılacak güçlüklerle ilgili verdiği haberlere dair bir örnek daha vardır. Bir defasında, talebelerinden birisine, "Cenab-ı Hakk'a iltica edin... fena şeyler olacak" der. Bunu izah etmesi istenince de, o anda daha fazla konuşma yapmasına izin verilmediğini söylemiştir.(3) Kör Hüseyin Paşa, bu ziyareti esnasında, Said Nursî'ye para vermeye çalıştı. Said Nursî böylesi bir teklifi o zamana kadar, hiçbir şekilde kabul etmemişti. Bu hadiseye şahit olan yakın talebesi Molla Hamid, aktardığı hatıralarında, Bediüzzaman'ın bu teklife çok kızdığını, teklifi reddettiğini söyler. Said Nursî ile Kör Hüseyin Paşa arasında geçen konuşmada, ilk olarak Hüseyin Paşa konuşmaya başlar ve aralarında şöyle bir diyalog geçer: - Sizinle bir müşaverem var. Askerim hazır, atlar hazır, silahlar ve cephaneler de hazır. Sizden emir bekliyoruz. - Sen ne diyorsun? Ne yapacaksın? Kiminle harp edeceksin? - Mustafa Kemal'le. - Mustafa Kemal'in askerleri kim? - Ne diyeyim... İşte askerdir. - Askerler bu vatanın evlâdıdır. Senin ve benim akrabalarımdır. Kime vuracaksın? Onlar kime vuracak? Düşün, idrak et. Ahmed'i Mehmed'e, Hasan'ı Hüseyin'e mi kırdıracaksın?"(4) Kör Hüseyin Paşa, bu konuyu, Nurşin Camii'nde kılınan bir Cuma namazının ardından, diğer bazı aşiret reislerinin ve önemli şahısların huzurunda, Said Nursî'ye bir defa daha açtı. Ali Çavuş, hatıralarında, Çaldıran Mebusu Hasan Bey ile diğer üç kişinin Bediüzzaman'ın desteğini nasıl kazanmaya çalıştıklarını anlatır. Diğer yandan aşiret reislerinin bu ziyareti, Van valisini çok endişelendirmişti. Vali, cenaze namazı bahanesiyle camiye geldi. Fakat endişesi yersiz çıktı. Çünkü aşiret reisleri, isyana iştirak etme niyetlerini Bediüzzaman'a söylediklerinde, onlara şöyle dedi: "Acaba bu fikre hizmet neden ileri geldi? Soruyorum size. Şeriat mı istiyorsunuz? Böyle hareket zaten aslında şeriata muhaliftir. Bu olsa olsa bir ecnebi tahrikine alet olma keyfiyetidir. Şeriat isterim diye şeriatı alet ederek şeriata muhalefet edilmez. Böyle şeriat istemek olmaz. Şeriatın anahtarı bendedir. Haydi yerlerinize!" Said Nursî, konuşmasını bitirdiğinde ayağa kalktı ve Erek Dağı'na geri döndü. Kör Hüseyin Paşa ve diğer aşiret reislerine gelince; onlar bu uyarıları dikkate aldılar ve hadiseye iştirak etmediler. Bu, Van'ın ve halkının hadiseye iştirak etmeye zorlanmaması ve binlerce kişinin hayatının kurtulması demekti.(a.g.e. 278-279) Bu gerçek, hadiseye şahit olan pek çok kişi tarafından teyit edilmiştir. (Mesela Van eski Milletvekili olan ve meclis başkanlığı da yapmış olan Kinyas Kartal. bk. Şahiner, Son Şahitler.1:139) Yukarıda temas edildiği gibi, Şeyh Said, bizzat kendisi Said Nursî'ye bir mektup yazarak harekete katılmasını istemiş; kendilerine katıldığı takdirde "muzaffer" olabileceklerini belirtmişti. Said Nursî' nin cevabı şöyle olmuştu: "Yaptığınız mücadele, kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Çünkü Tükr Kürt birdir, kardeştir.Türk Milleti bin senedir İslamiyete bayraktarlık etmiştir. Dini uğrunda milyonlarca şehit vermiştir. Binaenaleyh, kahraman ve fedakâr İslâm müdafilerinin torunlarına kılıç çekilmez ve ben de çekmem!"(5) Not: Yukarıdaki bilgiler; Yazarı Mary F. Weld ve Editörü de Prof. İbrahim Abu Rabi olan BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ'NİN ENTELEKTÜEL BİYOGRAFİSİ adlı kitaptan alınmıştır. Bizim vazifemiz kaynak göstermektir. İnanmak veya inanmamak muhataba kalmıştır. (1) bk. Akşin, Türkiye Tarihi 4:101-102 Zürcher, Turkey. (2) bk. Abdülbaki Arvasi maddesi, Şahiner,Son şahitler,1:159 (3) bk. İsmail Perihanoğlu maddesi, Şahiner, Son şahitler,1:129 (4) bk. Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla, 275-276 (5) bk. Badıllı, Nursi, 1:660; Selahaddin Çelebinin biyografik notlarından iktibas (1946)
19 Nisan 2012 Perşembe
Sen Gittin Kimlere Yar Dedin
Sen Gittin Kimlere Yar Dedin
Varlığın yaşam kadar kutsalken. Ben seni öyle çok sevdiğim ki! Şimdi kaç aşk geç kaldık birbirimize? Bir zamanlar helalimken, şimdi kimin helalisin sen? Artık sana yasak ve harammıyım ben? Ve en büyük günahın ben mi olacağım? Kaç kez dilendim aşkını! Sadaka sevdanda mı yok artık? Zemherilere gebe kalmış sol yanım, sevdalı yüreğimle volkanları içerken, sen gittin kimlere yar dedin? Beni sana yaşak ve haram kılarken, Şimdi hangi rüzgarlar okşar tenini. Sen aşk sanarken sevgimi Oysa hiç anlamadın asrın ötesinde kaybolan sevdamın öteki yarısını korumaktı amacım, Ve sen hiç bilmedin neden ben seni öyle çok sevdiği mi!! Bilmeni de artık istemem!! Şiir Sipse Facebook hayran sayfası
Muhteşem Bir Ses Daha Döngel Birtanem Döngel
Sipse Facebook Hayran sayfaı
Daha Döngel Birtanem Döngel Güneşe, yıldızlara sorar seni ararım x 2 Yağmura, bulutlara sorar seni ararım Yorgunum aramaktan, gördüğüme sormaktan Dön gel bir tanem dön gel Asırlık şu çınara su içtiğim pınara x 2 Havadaki turnaya sorar seni ararım Ağaçlar çiçek açtı, ayrılanlar kavuştu Dön gel bir tanem dön gel Şehirde varoşlara, caddeye sokaklara x 2 Mecnun misali sana sorar seni ararım Gözlerim yaşla doldu, sen yinede gelmedin Dön gel bir tanem dön gel Günah değil gurbette ağlattın hasretinle x 2 Nerdesin şimdi nerde sorar seni anarım Dön gel bir tanem dön gel, nedir ki sana engel Dön gel bir tanem dön gel
Canımsın.. ( sipse )
Canımsın
-
Nereden geldin.? Bir yıldız gibi düştün dünyama. Her nereden geldiysen Hoş geldi yüreğin yüreğime Kapıyı çalmadan girdin içeriye Hiç sormadan buldun yerini Hiç uğraşmadan tuttun nabzımı Hiç ağlatmadan güldürdün yüzümü. Gönüle yar diye kazıdın ismini... Daha ben sen, Hiç tanımadan, hiç bilmeden Nereden geldiğini anlayamadan Ne yaşadığımı çözemeden Sen her şeyinle, seni koydun İçime, en derinime. Hoş geldin dünyama.. Yaz sıcağında Tüm susamışlığım da Yağan yağmurları getirdin bana, Ferahlıkla, toprak kokularını da. Kocaman dünyanı, yüreğini Sözlerini, gülüşlerini koydun içime... Yaşamıma umut oldun Yüreğe binbir renk ekledin Ev sahibi gibi açtın kapıyı, Girdin içime... Önce hissettim seni Bütün özümde özünü Nereden geldin.? Aslında biliyorum Öbür yarımsın, aradığım Rüyalarımda yaşadığım S e v d a m s ı n... İyi ki geldin Hoş geldi, yüreğime yüreğin İyi ki varsın C a n ı m s ı n , _______________C a n d a s ı n... bu işir sipse tarafından paylaşılan duyguların yansıtıldıgı bir şiirdir...Canımsın..( sipse )Şeref Baltacı
sipse
Gönül Dağı - Burçin
Gönül Dağı - Burçin
Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca Akar can özümden sel gizli gizli Bir tenhada can cananı bulunca Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar Dil gizli gizli Dil gizli gizli Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar Dil gizli gizli Dil gizli gizli Dost elinden gel olmazsa varılmaz Rızasız bahçenin gülü derilmez Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle gider yar oy yar oy yar oy yar Yol gizli gizli Yol gizli gizli Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar Yol gizli gizli Yol gizli gizli Seher vakti garip garip bülbül öterken Kirpiklerin oku yar yar cana batarken Cümle alem uykusunda yatarken Kimseler görmeden yar oy yar oy yar oy yar Gel gizli gizli gel gizli gizli Hoyratlar görmeden yar oy yar oy yar oy yar Gel gizli gizli gel gizli gizli Gönül Dağı - Burçin
18 Nisan 2012 Çarşamba
Geceden Süzülen
Geceden Süzülen
ayrılıklar vurabilir bir kenti / yağmurlarla gemiler kalkar yalnızlığımızdan bir kelebeğin kanatları gizler yüzlerimizi / acıyla mühürlenmiş bir uçurum gibi taşıdım göğsümde hüznü düşlerde hazırlandım sonsuz yolculuklara uyandım /yenilendi korkularım öyküler anlatırken güneşini yitiren çocuklara bütün gemilerde sen varsın şimdi hayatla yüzleşir gibi anlatıyorsun yağmuru ayın rengi düşüyor kirpiklerine içimde bir şehir uyanıyor yakarken yıldızları rüzgâr geceden süzülen bir çığlık gibi duruyorsun sesimde Benim sana olan sitemim şiir dendir Aşk atşini yakan kalemden dökülen sözdendir. Facebook Hayran sayfası Sipse Google.com.tr
17 Nisan 2012 Salı
Sen benim tek aşkımsın sipse
Sen benim tek aşkımsın Bir seni düşündüm birde kendi mi! yine en çok özleyen ben en çok seven ben her şeyde ben ama bende bir ben var. her ne kadar özletsen de kendini ve sevdirsende bendeki o ben sensin Sen benim canımsın canımın içisin Seni, incinirsin diye gönlümde saklayamam, Alçalırsın korkusu ile gözümde de tutamam, Seni gözümde, gönlümde değil canımda ‘’ sipse ‘’ de saklarım saklayayım ki Son nefesimde bana son yar olasın. Senin aşkında, benden başka kimse sebat gösteremez. Benden başka hiç kimse çoraklığa tohum ekmez. Düşmana da, dosta da seni kötülemek istiyorum ki, seni benden başka hiç kimse sevmesin. cehennem korkusuyla korktum ölümden ölmeden ölümü anlayamadım nice güneşler dogdu battı üstümden ama ben bir günü bir güne baglayamadım. Sen benim can evimsin sipse 'sin .Sipse Blog'ta Sen Benim Tek Aşkımsın Sipse başlıklı şiir
''En Üstün Keramet İstikamet Üzere Olmaktır...''
Gönüllerin sultanı
-
Gönüllerin Sultanına Dökülen İnci(s.a.v) Gönülleri İnci İnci Nakş Eden Sultanım.. Gelişin Aleme Rahmet Oldu Sultanım... Senin Aşk'ına Kim Dayana Bilir Ki Sultanım... Alemlere Rahmet Efendim Hoşgeldin Gönlümüze... Doğduğun Gece Ey Nebi(s.a.v) Alem Nurunla Aydınlandı.. Biz Seni Görmedik Sultanım Ama Canımızdan Daha Çok Sevdik Sultanım.. Doğumun Aleme Rahmet Gönüllere Şifa Sultanım... Doğum Günün Mübarek Olsun Sultanım Nebi(s.a.v)
y
16 Nisan 2012 Pazartesi
Duygularımı Yenemiyorum !
Duygularımı Yenemiyorum !
Su içtiğim bardakta sen! Yemek yediğim tabakta sen! Kokladığım çiçekte, yaprakta sen! Seni nasıl seviyorum bir bilsen! Sana olan duygularımı yenemiyorum. Seni sevdiğimi, sana diyemiyorum. Senle güne uyanmak! Güne senle başlamak! Senle akşama ulaşmak! Geceyi bir kahve molasında tamamlamak! Sana olan duygularımı yenemiyorum. Seni sevdiğimi diyemiyorum. Uzaklardan seni düşünmek! Hep seni özlemek! Seni kaderim bilmek! Seni ölümüne sevmek! Sana olan duygularımı yenemiyorum! Seni sevdiğimi diyemiyorum! Elimi uzattığım her şeyde sen! Dilimle tattığım her şeyde sen! Beynime, belleğime attığım her şeyde sen! Seni nasıl seviyorum bir bilsen! Sana olan duygularımı yenemiyorum! Seni sevdiğimi diyemiyorum! Koca şair lal oldu da konuşmaz. Yüreğini açar da, dilini açmaz. Bilir ki bir dağ sen, bir dağ ben, kavuşmaz. Kader yazmaz işte, dediğinden şaşmaz. Sana olan duygularımı yenemiyorum! Seni sevdiğimi diyemiyorum! şiirdir beni sana baglayan kelimelere yansıyan şekli duygularımın yansıyan şekli şiir bende dugularımı şiirettim sana olan aşkımı
DUYGULARIMI YENEMİYORUM Sipse Facebook Hayran sayfamız
14 Nisan 2012 Cumartesi
Canımın İci......
Canımın İci....
Bir kalp çizdim gökyüzüne Yıldızlarla yazdım isminin başharfini Bir aşk şarkısı dilimde Uçursam sevgimi sana nağmelerle Seviyorum seni seviyorum Özlüyorum gizlemeden söylüyorum İsterim ki sen de yaz bu sevgiyi kalbine Aşkın baharında şu gönlümde Seviyorum seni seviyorum Özlüyorum gizlemeden söylüyorum İsterim ki sen de yaz bu sevgiyi kalbine Aşkın baharında şu gönlümde SENİ SEVİYORUM CANIMIN İÇİ.. İdin canımı aldın Candın yardın yaram oldun
sipse Facebook SayfamızCanımın İçi başlıklı bağlantımız 2012 yılında nisan ayının 14. günü saat 11:04'te siz sipse takip edenleri ile paylaşılmıştır.İllerleyen saatler itibariyle yeni paylaşımlarımızla sizlerle olacağız.Bir sonra ki paylaşımızda görüşmek ümidiyle.Hoşçakalın...
12 Nisan 2012 Perşembe
Zalim Gurbet
Zalim Gurbett
-
Genç yaşta gurbete düştüm ham idim yandım piştim derde kedere alıştım yedin beni zalim gurbet gurbet gurbet zalim gurbet yedin beni zalim gurbet gurbet elde yabancısın türkiyede almancısın yerim yurdum yokmu benim yedin beni zalim gurbet gurbet gurbet zalim gurbet yedin beni zalim gurbet yaban elde yalnız kaldım sanki susuz kalan göldüm yağmura hasret bir çöldüm yedin beni zalim gurbet gurbet gurbet zalim gurbet yedin beni zalim gurbet gönül yaram sensiz azdı yüreğim sanki sazdı çalmaz oldu telim gurbet yedin beni zalim gurbet
Hasan MusluSipseFacebook hayran sayfası
11 Nisan 2012 Çarşamba
Rafet El Roman - Senden Sonra
Yaram ne kanar ne kabuk bağlar Giden unutur kalan hep yanar Kaçsam kaçamam her yerde kokun var Sensiz uyandığım kaçıncı günüm Aynada gördüğüm yorgun yüzüm Bana hiç tanıdık gelmiyor inan Ne kadar oldu gideli bilmiyorum geçen zamanı Zamandan saymadım zaten sensiz geçen her anımı Hevesim kırık yüreğim buruk ne olacaktık bak ne olduk Canım istemiyor zoruma gidiyor Böyle yaşamak bana ağır geliyor Senden sonra arasam da öncesini Alıştım acı çekerek almaya nefesimi Yaram ne kanar ne kabuk bağlar Giden unutur kalan hep yanar Kaçsam kaçamam her yerde kokun var Sensiz uyandığım kaçıncı günüm Aynada gördüğüm yorgun yüzüm Bana hiç tanıdık gelmiyor inan Yaram ne kanar ne kabuk bağlar Giden unutur kalan hep yanar Kaçsam kaçamam her yerde kokun var Sensiz uyandığım kaçıncı günüm Aynada gördüğüm yorgun yüzüm Bana hiç tanıdık gelmiyor inan Ne kadar oldu gideli bilmiyorum geçen zamanı Zamandan saymadım zaten sensiz geçen her anımı Hevesim kırık yüreğim buruk ne olacaktık bak ne olduk Canım istemiyor zoruma gidiyor Böyle yaşamak bana acı veriyor Senden sonra arasam da öncesini Alıştım acı çekerek almaya nefesimi Yaram ne kanar ne kabuk bağlar Giden unutur kalan hep yanar Kaçsam kaçamam her yerde kokun var Sensiz uyandığım kaçıncı günüm Aynada gördüğüm yorgun yüzüm Bana hiç tanıdık gelmiyor inan Yaram ne kanar ne kabuk bağlar Giden unutur kalan hep yanar Kaçsam kaçamam her yerde kokun var Sensiz uyandığım kaçıncı günüm Aynada gördüğüm yorgun yüzüm Bana hiç tanıdık gelmiyor inan Rafet El Roman senden sonra
Gidiyorum Sezen Aksu
Zaman sadece birazcık zaman Geçici bu öfke, bu hırs, bu intikam Acılarımız tarih kadar eski Nefes alıp vermek misali olağan Zaman sadece birazcık zaman Son bulduğu yerde sevgiler bir tek an Böyle benzer izler etrafında Alışkanlıklarımız bile sıradan Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde Gidiyorum kokun hala üzerimde Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar Bir kendim bir ben gidiyorum Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde Gidiyorum kokun hala üzerimde Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar Bir kendim bir ben gidiyorum Zaman sadece birazcık zaman Kızgınlığım yalnızlıktan korktuğumdan Bilirsin karanlıktan da ürkerim çocuklar gibi Işıkları hep yakarım bu korkudan Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde Gidiyorum kokun hala üzerimde Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar Bir kendim bir ben gidiyorum Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde Gidiyorum kokun hala üzerimde Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar Bir kendim bir ben gidiyorum Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde Gidiyorum kokun hala üzerimde Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar Bir kendim bir ben gidiyorum Gidiyorum Sezen Aksu Sipse Facebook Hayran sayfamız
10 Nisan 2012 Salı
Hasret
Hasret
Sordular adımı; dedim HASRET.. Neden dediler? Bir de anlat. Ana ya, Baba ya, Bacı ya, kardeşe, Mutlu yuvaya, candan sevgi diye oldum HASRET Esaretten hürriyete, Baba diyen yavruya, iftiralardan dogruya Yalanlara doydum,doğru söze oldum HASRET Laik ülke de doğru hakime, Mahkemelerde doğru adalete, Mahsum yerine asıl suçluya, Gerçek yargıya oldum HASRET... Gerçeklere HASRET çeke çeke, Bu sineye dert eke eke, Sevgiye, neşeye HASRET diye diye, Benim adım oldu HASRET HASRET,HASRET,HASRETe de HASRET... Sipse 'm idin ,canım idin ... Sipse Facebook Hayran sayfası
9 Nisan 2012 Pazartesi
Sevgiye Hasret
Sevgiye Hasret
SEVGİYE HASRET Bitmeyen gecenin sabahı gibi Doğmayan güneşi izlemekteyim Çölün suya hasret seyyahı gibi Yağmayan yağmuru gözlemekteyim Sevgilim hatalıyım ne olur affet Hasret dolu geçen günlere sabret Solan bir gül gibi sevgiye hasret Geçen güne sitem sözlemekteyim Seven yüreğime ne karlar yağar Sensizlik rüzgârı, gönlüme dolar Bir ateş ki ne duman, ne alevi var Bir yudum mutluluk özlemekteyim Gönüldür güzelliğini görmek ister Hayattır, yaşarken sevilmek ister Beni sorana, çıkar resmimi göster Beni unutma diye, sızlamaktayım Hadi gel binelim aşk denen tır’a Sana şiir yazdım gülüm satıra, Ayrılık olursa, olsun hatıra Gel diye yokuşu düzlemekteyim Şu dünya bir gemi, yoktur yelkeni Bu yolda ölürsem unutma beni Biran önce senden istiyorum seni Hasretinle yandığımı gizlemekteyim Sipse Facebook Hayran sayfası
8 Nisan 2012 Pazar
Ben Seni Sensiz Sevdim.
Ben Seni Sensiz Sevdim
Ha..bugün gelmişsin, Ha..yarın. Ne fark eder ki.. Ben senin yokluğunu, Bir gün olsun, hissetmedim ki, Ellerini tutmadan, sıcaklığını hissettim. Gözlerine bakmadan, ihanetini seyrettim Şimdi gelsen de, gelmesen de, Ne fark ederki.... Bedenimdeki, küçücük yüreğim, Ayrılığı yalnız yaşasada, Her gün, Ümitsizce yollarına baksada Gözlerimi kapadıgım zaman, Koşarak yine sen gelirsin maziden, Yalnız bıraktığın yüreğim, Heyacanla çıkar yerinden.. Şimdi gelmesen de, Üzülürüm mü sanıyorsun, Ayrılık koyarmı bana Yine dönerim, eski günlerime Eski yaşantıma, Eski hayallerime, Gelsen de, gelmesen de Ne fark ederki........ Sana yüzüm yok ki, Diyemem, söyleyemem gel diye, Hayalerimde bir tek seninle yaşarım Ölsemde, kalsamda aşkı seninle, Şansın, bahtın açık olsun, Gelmezsen bile.. Ben seni sen olmadan da sevdim, Ben seni sensiz de sevdim......
Sevgiliye Sitem
Sevgiliye Sitem
Kaç gecedir dua oldun dilimde Zalim adını söylemekten usandım Feryadıma yedi cihan uyandı Bilmezmisin sana gönül bağladım. Adını anan dillerim sustu Yandı bağrım ciğerciğim tutuştu Başıma gelen bu nasıl işti? Söyle soysuz söyle ben nere gidem. Hançer verin elimede yüreğim sökem Yüreğim yerine karataş dikem Üzerinede soysuz,muratsız yazam Karabahtım söyle ben nere gidem. Çaresizlik büktü benim belimi Kopardın dalından gonca gülümü HAKtan dilediğim her gün ölümü Ecelim sen oldun haberin varmı? . Sipse Google.com.tr Sevgiliye Sitem
7 Nisan 2012 Cumartesi
İhanet
İhanet
Sırtıma saplanan bu kanlı hançer Bedenden ziyade cana ihanet Sanma hiç acısı gün gelir geçer Var olduğum her bir âna ihanet Cümle anıların boynu hep bükük Candan çok sevene reva mı bu yük? Ettiğin kötülük o kadar büyük Bugüne yarına düne ihanet Şiirlerle ettim her iltifatı Vefasız vicdanın ne kadar katı Adının önünde hain sıfatı İhanet derim ben buna ihanet Senden bu boynumu büken karanlık Gözümden bunca yaş döken karanlık Sayende bahtıma çöken karanlık Ufuktan doğacak güne ihanet Hasan’a cezadır seninle cennet Aklımı yitirip geçirsem cinnet Sen gibi kalleşe eylemem mihnet İhanet ettin sen bana ihanet Hasan Hüseyin Yılmaz
Beni Hatırla
Beni Hatırla
Elleri cebinde hali perişan bir sarhoş görürsen beni hatırla felege kahretmiş yalnız dolaşan bir mecnun görürsen beni hatırla hayatta ümidi kaybolup sönen inleye inleye sevmeden ölen bir aşık görürsen beni hatırla hayatta gülmeyip hergün ağlayan dermansız derdine derman arayan üzeri dikenli otlar bağlayan bir mezar görürsen beni hatırla... Belki canın oradadır Google.com
6 Nisan 2012 Cuma
Sitem
SİTEM
Sitem
Kalpten kalbe bir yol vardır izlenir Sevgim hazinemdir kalpte gizlenir Eyüp'ün sabrıyla gönül bezenir Sevda bilmez dosta sitem eylerim Dostun bahçesine güller ekmeyi Vuslat eylemeyip özlem çekmeyi Canımı yandırıp cana bakmayı Anlamayan dosta sitem eylerim Günleri aylara yıla ekledim Sevdamı ben yüreğimde sakladım Kış ayında senden gül mü bekledim Vefa bilmez dosta sitem eylerim Benim sevdam senin sözünü almaz Söylediğin sözden devasın bulmaz Kırdığın gönlümün tamiri olmaz Gönül bilmez, dosta sitem eylerim Bahar gelmez artık benim gülüme Bülbül sussun figan etsin halime Taş basarım artık ben bu gönlüme Gül verdiğim dosta sitem eylerim Mihnet sitem dolu yüreğim özüm Çağladı yaşlarım görmüyor gözün Lazım değil artık söyleme sözün Diyerekten dosta sitem eylerim Leyla Gül Varoğlu Sipse Facebook Hayran Sayfamız
Bir ok idi, bakışların canımı alan
Bir ok idi, bakışların canımı alan Nahîf bedende çıkacak can mı var? Bir kor idi, dudakların sinemi yakan Gönül tahtında başka canan mı var? Yüreğim kanatlandı, uçtu yâra Yârin otağ kurduğu uzak diyâra Sorarak rehber misali yıldızlara Yoksa kalp çölünde talan mı var? Denizi yalayarak haberci rüzgâr Getirir kokunu; bulutlarla dağlar Dağıtır saçlarını ve hâlime ağlar Aşkımdan bîhaber kalan mı var? Derya haznesinden içirir bir iksir Yırtar bağrını ağaçlar; yapraklar esir Gökyüzü hâlime bakıp iç geçirir Metrûk şehirlere beni soran mı var? Güzelliğinle seslen, bana goncagül Yüreğim dayanamıyor, olacak kül Âhımla bir ağıt tutturmuş, bülbül İçime su serpen, toprak atan mı var?
Aykut KUŞKAYA "Kaldırımlar"
Aykut KUŞKAYA "Kaldırımlar"Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler. Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi.. Necip Fazıl Kısakürek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)